Hatice Hanım, pek genç dul kalmış zengin bir hanımcağızdı. On üç yaşında iken altmış yaşında bir kocaya vardığı için “izdivaç” denen şeyden nefret etmişti. İşte hemen hemen on sene vardı ki, erkeğin hayali zihnine, romatizma, balgam, pamuk, vandoz, tentürdiyot yığınlarından yapılmış pis, abus[1], lanet bir heyulâ şeklinde gelirdi. “Gençler başkadır!” diyenlere: — Aman, aman! Onlar da bir gün olup ihtiyarlamazlar ... Devamını Oku »